Merhabalar,
Bugün denediğim
ürünlerden değil de deneyimlerimden bahsetmek istedim. Çünkü, hayallerimin
üniversitesi olan Dokuz Eylül’ü kazandım. Babamın işlerinden dolayı gelmek
zorunda kalmıştık bu şehre, bir 23 Nisan gününde. Şaşkınlığım, alışma sürem hiç bitmedi hep
derdim bir gün annemler kalsa da ben mutlaka döneceğim, memleketime İzmir'e
diye.. Akrabalarımız, ailelerimiz hep İzmir’de olduğu için sürekli oradaydık
zaten ama giderken sevinerek dönerken ağlayarak dönerdim hep. Şimdi bu sonucun
bana verdiği mutluluğu biraz anlarsanız.
Ygs – Lys aşaması
benim için çok zorlayıcı oldu. Özellikle de bu sene. Biraz uzun bir hikaye olabilir uyarıyorum, ama
okuyun da bence.
Bir sene daha hazırlanmak istedim önce, bunu yaptıysam daha
iyisini de yaparım kafası ile ama Lys sınavıma 1 ay dahi yoktu, ameliyat olmak
zorunda kaldım. Kazandığım okul yine İzmir’deydi ama gitmedim kaldım. Zaten sonrasında
daha da kötü süreçler geçirdim. Tüm arkadaşlarım gitmişti, tek başıma
kalmıştım. 2-3 haftam evden çıkmayarak geçti, kabullenemediğim bir durumdu
çünkü ve hiç yalnız kalmamıştım hep arkadaşlarımla olan bir insandım. Bu süreci
zorda olsa atlattım annemin payı çok yüksek. Çünkü annem hep ben yanında ve
arkandayım dedi, her ne olursa olsun dedi ve onun güveni bana güç verdi, hep en
yakın arkadaşım oldu.
Sonrasında 2 tane dershane değiştirmek zorunda kaldım ilk
gittiğim çok iyi bir eğitim adı altında çalıştığını söylerken, telefon yasak
derken dersin ortasında son ses müzik açan, ders dinlememek için uğraşan
öğrencileri görünce, ne işim var burada dedim ve anında çıktım. Daha sonrasında,
burada belirli öğrencilerin bulunduğu bir yere gittim. Derece sınıfındaydım 3
saat ders 5-10 dakika mola ile devam
ediyordu bazen de dersin ortasında başka bir hoca çağırıyor özel ders tarzında
eksikleri gideriyorduk 1 haftada
matematik konularını bitiren bir hoca.. Ve sabah gidiyorsun gece 1-2 de çıkıyorsun ya
da yatılı kalıyorsun. Eğitim şekli hoşuma gitmişti bir de sınıfımda herkes tıp
isteyen, çalışkan insanlardı. Fakat inşaat gibi bir alandı merdivenlerde ışık
dahi yoktu, labirent gibi korkutucu bir alan. Zaten ilk görüşmede direk alimden
telefon alınmış, uzun iri biri bu asansöre son binişin haberin olsun demiş
nereye düştüğümü şaşırmıştım. Ortaklarından ve derse giren garip bir tipti, elle
yemek koymalar, garip davranışlar, benim sözümden çıkarsan burada duramazsın
sözleri, korktum. Annem orada kalmamı çok istedi, eğitimi için ama dinlemedim
orayı da bıraktım. İyi ki bırakmışım çünkü o garip tip, taciz haberlerinden
dolayı kaçtı.
Dedim boşver
dershaneyi falan özel ders al. Başladım, gayet güzel, anlaştık sonrasında yarı
yolda bırakıldım. Bu senem bırakmak ve bırakılmak geçti. Her sınav dönemimde
bir olayla karşılaştım ama yılmadım da bıraktığım tek şey ders verdiğini sanan,
insanlar oldu.
Şimdi tek üzüldüğüm
konu annemle, babamla, kardeşimle bir
süre ayrı kalmak, sonrasında işlerini ayarlayıp gelecekler. Ama annesinden hiç
ayrı kalmayan evin içinde bile birbirimiz olmadan sıkılıyoruz diye başka
odalarda oturmayan bir anne-kız modeliydik. Haberi aldığında iş yerindeydi ve
sevinemedi bile en yakın arkadaşımdan ayrı kalacağım buna nasıl sevinebilirim
diyerek ağlamaya başladı. Tabi sonrasında tüm insanlara başarımızı göstermek
için sadece bir süre ayrı kalacağımız, düşüncesi ile kendimize geldik. Bu hafta
kayıt ve apart, ev için İzmir’de olacağım. Emeklerimin boşa çıkmayışı,
sabredişimin hayallerime götürdüğü gerçeği ile o kadar mutluyum ki! Kim ne
derse desin, aileniz dahi olsa asla hayallerinizi yarım bırakmayın. O sizin
hayatınız, bir gün herkes gidecek ve siz seçtiğiniz hayatla baş başa
kalacaksınız.
Hayallerinizi gerçekleştirdiğiniz günler olsun,
mutluluklarınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder